SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MUZAREA

<< 1054 >>

باب: أوقاف النبي صلى الله عليه وسلم، وأرض الخراج، ومزارعتهم ومعاملتهم.

14. SAHABILERİN VAKFETTİĞİ ARAZİLER HARAÇ ARAZİSİ MÜZAREA VE MUAMELE (MÜSAKAT) AKDİYAPMAK

 

وقال النبي صلى الله عليه وسلم لعمر: (تصدق بأصله لا يباع، ولكن ينفق ثمره). فتصدق به.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ömer'e, "Sen bunun aslını tasadduk et, satılamasın, sadece meyvesi infak edilsin" buyurdu. Bunun üzerine Ömer de bu şekilde tasadduk (vakıf) etmiştir.

 

حدثنا صدقة: أخبرنا عبد الرحمن، عن مالك، عن زيد بن أسلم، عن أبيه قال: قال عمر رضي الله عنه: لولا آخر المسلمين، ما فتحت قرية إلا قسمتها بين أهلها كما قسم النبي صلى الله عليه وسلم خيبر.

 

[-2334-] Zeyd İbn Eslem'in naklettiğine göre babası şöyle anlatmıştır: Ömer r.a. şöyle demiştir: "Eğer daha sonra yaşayacak olan müslümanlar olmasaydı, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Hayber'i paylaştırdığı gibi, ben de fethettiğim her yeri, hak sahiplerine (ehline) dağıtırdım."

 

Tekrar: 3125, 4235, 4236. 131 el-Haşr,59110

 

AÇIKLAMA:     İbnü't-Tin şöyle demiştir:  Ömer r.a., "Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma!" [Haşr 10] ayetini yorumlayarak, İslam'ın ilk dönemlerinde yaşayan müslümanlarla sonra yaşayacak olan müslümanları eşit derecede görmüştür. Eğer fethedilen arazileri paylaştıracak olursa daha sonra gelecek olan müslümanlar için harac gelirinde hiçbir paylaşmayacaklarından endişe etmiştir.

 

Alimler, savaş yoluyla (anveten) fethedilen arazilerin paylaştırılması konusunda ihtilaf etmiştir. Meşhur iki görüş bulunmaktadır. Aslında bu konuda çok değişik görüşler vardır. En meşhur olanları şu üçüdür:

 

Malik'e göre, fetihle birlikte bu araziler vakıf olur.

 

Ebu Hanife ve Sevrl'ye göre, devlet başkanı, paylaştırma ve vakıf olarak tutma konusunda muhayyerdir.

 

Şafii'ye göre, devlet başkanı, ihtiyacı olmayıp da vakıf olmasını isteyenlerin payı dışında diğerlerini paylaştırmak zorundadır. Bu konudaki diğer bilgiler, "cihad" bölümünün sonlarında yer alacaktır. (3465. hadis)